Hayalimdeki akademik yaşam; kendimi özgür hissettiğim, yaptığım işleri yeteneklerim ve ilgi alanlarımla da destekleyebileceğim, üretken ve dinamik bir nitelikteydi. Bu atmosferi yakaladığım Bahçeşehir Fen ve Teknoloji Lisesinden sonra üniversite hayatı için sunduğu sayısız olanaktan ötürü Bahçeşehir Üniversitesi’ni düşünmemek ise imkansızdı. Her daim öğrencilerini akademik alanda beslemekle birlikte COOP,TTO gibi ofisleriyle de öğrencilerinin çalışma hayatlarına ve projelerine katkıda bulunan BAU aynı zamanda benim gibi kendini daha geç keşfedebilenler için de Apply BAU sistemi ile ‘hiçbir şey bitmedi’ diyordu adeta. YKS’ye üç ay kala hukuktan başka bir şey okumak istemediğime emin olmuş ve ailemle durumu konuşabilmiştim. Uzun süredir kalbimde yatan bu istek kendisini ancak cesaret ve kararlılık bulabildiğim son aylarda göstermişti. Bu isteği fiile dökmek sırası geldiğindeyse Apply BAU bana ‘hayallerimle’ başvurma fırsatı vererek hayatımı değiştirdi. Fen ve Teknoloji lisesinde robotik turnuvalarında, patent başvurularında yer almış ve bu çalışmalar esnasında gelecekte çalışmak istediğim alanı belirleyebilmiştim. Direkt hukuk bölümüne yönelik çalışmalar yapmamış olmama rağmen başvuru sürecinde, mülakatta; beni, keşif sürecimi, çok yönlülüğümü, hayallerimi, isteklerimi ve potansiyelimi tüm şeffaflığıyla görüp %100 bursla tam da istediğim yerde olmamı sağladılar. Apply BAU geleceğine yön vermek isteyen ve bunun için adım atmaya hazır her gence şans veren ve hayatlara dokunan bir sistem. İstanbul’un kalbinde böylesine güzel bir bölüm ve üniversitede okumanın yanında özellikle Apply BAU ile burada bulunmaktan ayrıca gurur duyuyorum. Hayallerime ve bana kulak verdiğin için teşekkürler BAU!